Turizmcilerden İzmir'deki belediyelere "yüksek harç ve tarife" tepkisi
İZMİR (AA) - Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet İşler, İzmir'deki bazı ilçe belediyelerinin meclis kararlarıyla istedikleri oranlarda tarife ve harçlara zam yaptığını belirterek, "Belediyeler yetkiyi sektörün sırtından, kendi bütçe açıklarını kapatmak ve gelir kalemleri oluşturmak adına son derece merhametsizce ve adaletsizce kullanıyor." ifadesini kullandı.
İşler, yaptığı yazılı açıklamada, turizm sektörünün son dönemde belediyelerce gelir ve finansman kaynağı gibi görüldüğünü savundu.
Yüksek oranlara çıkan maliyetler nedeniyle sektörün rekabet gücünü kaybettiğini, işletmelerin ayakta zor durduğunu belirten İşler, "Yangın güvenliği için yapılan zorunlu yatırımlar zaten milyonlarca lirayı buluyor. Bu yatırımların hemen ardından yapılan ruhsat başvurularında, 2025 ile 2026 yılları arasında yüzde 300 ila yüzde 1500'ü aşan artışlarla karşılaşılıyor. 2024'te yüz bin liralar seviyesindeki belediye ruhsat ve yıllık hizmet bedelleri, 2026 itibarıyla milyon lira seviyelerine çıktı." değerlendirmesinde bulundu.
İşler, ilçe belediyelerinin meclis kararlarıyla istedikleri oranlarda tarifelere ve harçlara zam yapabildiğini belirtti.
Bu konuda hukukun verdiği gücün adaletsizce ve hukukun ruhuna aykırı biçimde kullanıldığını savunan İşler, şunları kaydetti:
"Belediyeler yetkiyi sektörün sırtından, kendi bütçe açıklarını kapatmak ve gelir kalemleri oluşturmak adına son derece merhametsizce ve adaletsizce kullanıyor. Hukuk adı altında aslında çok ciddi bir adaletsizlik ve hukuksuzluk yapılıyor. Otelciler ve yatırımcılar olarak bu yaklaşımı caydırıcı bir etki ve sistematik baskı olarak görüyoruz. Bu durum İzmir'de turizm yatırımlarını caydırıyor. Mevcut işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırıyor. İstihdam ve hizmet kalitesini doğrudan tehdit ediyor. Kentin rekabet gücünü zayıflatıyor. Yaşananlar artık münferit durum değil, sistematik bir uygulamaya dönüşmüş durumda. Yangın güvenliği elbette vazgeçilmez, ancak güvenlik gerekçesiyle yapılan denetimlerin ardından işletmelerin bu şekilde ağır bir mali baskı altına alınması da kabul edilemez. Artışlar ekonomik gerçeklerle bağdaşmıyor. Bu denli yüksek oranlı zamlar yeniden değerleme oranlarıyla da enflasyonla da açıklanamaz. Sektör olarak hukuki yollara başvurmaya hazırlanıyoruz. Dava süreci gündemimizdedir."


