Kolossai Antik Kenti'nde yan yana kaya tekne tipi 60 mezar bulundu

DENİZLİ (AA) - SEBAHATDİN ZEYREK - Denizli'nin Honaz ilçesinde, geçmişi Bakır Çağı'na kadar giden Kolossai Antik Kenti'nde ilk kez başlayan kazı çalışmalarında yüzeye yakın ve yan yana taşlara oyulmuş içerisinde iskeletlerin de olduğu 2 bin 200 yıllık 60 mezar bulundu.
Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren önemli bir ticaret merkezi olan Kolossai, özellikle yün ve tekstilde öne çıktı.
Pers döneminde cazibesini koruyan antik kent, Roma ve Bizans hakimiyetinde ise Hristiyanlık tarihi açısından kendine ayrı bir yer edindi.
Bölgeye yakın Hierapolis ve Laodikya antik kentlerinin kurulmasının ardından yavaş yavaş önemini yitiren Kolossai, milattan sonra 1. yüzyılda meydana gelen büyük bir depremde hasar gördü.
Milattan sonra 692-787 yıllarında şimdiki Honaz ilçe merkezinin bulunduğu yere "Chonae" adıyla yeniden kurulan Kolossai, yaşanan deprem sonrası tamamen terk edildi.
Honaz Dağı eteklerinde Aksu Çayı'nın hemen yanında bulunan ve geçmişi Bakır Çağı'na (milattan önce 5000-3000 arasını kapsayan dönem) kadar giden Kolossai'de 3 yıl süren yüzey araştırmalarının ardından ilk kez kazı başlatıldı.
Çalışmalar, Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Barış Yener başkanlığında yürütülüyor.
Arkeologlar tarafından yüzeye çok yakın bulunan ve yan yana taşlara oyulmuş haldeki 60 kaya oygu tekne mezar, devam edecek kazılar için heyecan uyandırdı.
- "Araziyi verimli kullanmak için mezar alanını traverten kayalık alana seçmişler"
Kazı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Barış Yener AA muhabirine, Kolossai'nin Laodikya ve Hierapolis antik kentleri gibi inanç turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Şu an mezar kalıntılarının olduğu bölgede yoğunlaştıklarını anlatan Yener, yaklaşık 100 hektara konumlandırılan antik kentin merkez çekirdeğini ve yayılım alanını da belirlediklerini belirtti.
Antik kente elde edilecek bulguların bölgenin kronolojik boşluğunu kapatabilecek nitelikte olduğunu ifade eden Yener, daha şimdiden Geç Kalkolitik dönemden 1206'daki Honaz'ın Türkleşmesine kadar olan dönemi kesintisiz yakalayabildiklerini dile getirdi.
Bulunan mezar alanının diğerlerinden farklı olduğuna vurgulayan Yener, şöyle konuştu:
"Şu an çalıştığımız alanı kuzey mezarlık alanı olarak adlandırıyoruz. Antik çağ insanları burada hem jeolojinin hem topoğrafyanın getirdiği özellikleri çok güzel bir şekilde değerlendirmiş. Mezarların bulunduğu traverten kayalık alanı tasarruflu kullanmaya çalışmışlar çünkü o dönem tahıl üretimi var ve araziyi verimli kullanmak için traverten kayalık alanı mezar alanı olarak seçmişler. Burada yan yana yerleştirilmiş 180 santimetre uzunluğunda, 90-100 santimetre genişliğinde ve 110-150 santimetre derinliğe sahip mezarlar karşımıza çıktı. Kolossai'de Anadolu'nun en büyük kaya oygu tekne mezar tipindeki mezarlık alanına rastladık. Yüzey toprağını kaldırdıktan sonra karşımıza çıkan mezar sayısı yaklaşık 65 ve biz bunun 60'ını kazdık. İskelet fragmanlarıyla birlikte önemli verilerle karşılaştık."
- "Büyüye ve tılsıma inanıyorlar"
Çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında yürüttüklerinin altını çizen Yener, mezarlığın bulunduğu 20 dönümlük alanı tel çitle çevirerek koruma altına aldıklarını ve bölgenin kameralarla anlık izlenmeye başlandığını dile getirdi.
Kaya mezarlarının 2 bin 200 yıllık geçmişe sahip olduğunu ifade eden Yener, şu bilgileri verdi:
"Elde edilen bulgular Kolossai'de yaşayan insanların büyüye, tılsıma ve koruyucu işlevli materyallere ne kadar önem verdiğini gösteriyor çünkü mezarlarda çok sayıda büyüyle ilişkili kullanılmış tılsım, muska ve şifalı olduğuna inanılan taşlar ortaya çıkardık. Bu bulgular, o dönem insanının aslında kendilerini bir şekilde ruhani olarak da koruma isteklerini ortaya koyan, toplumun koruyucu inanç sistemlerine verdiği önemi, ölüm sonrası ritüellerle gündelik dini pratiklerin nasıl iç içe geçtiğini göstermesi açısından oldukça dikkat çekici. Mezar hediyeleri olarak nitelendirebileceğimiz bu eserler arasında pişmiş toprak ya da camdan üretilmiş şişeler, hem gündelik yaşamda hem de ölümden sonraki yolculukta karanlığı aydınlatması amacıyla bırakıldığına inanılan kandiller, sikkeler ve sandalet gibi kişisel eşyalar da yer almaktadır." diye konuştu.
Yener, bu tip mezarlara Anadolu'da rastlandığını ancak böylesine dar bir alanda bu kadar çok mezarın yan yana yapıldığı örneklerin pek görülmediğini sözlerine ekledi.